Duyup öğrendiğime göre birinci sınıfa yeni kayıt olacak çocuklara öğretim yılının ikinci yarısına kadar okuma-yazma öğretilmeyecekmiş. Demek oluyor ki birinci döneminde çocuklar akademik eğitime hazırlanacaklar; derslere ise ikinci dönemde başlayacaklar. MEB bunu bir talimatla, değilse kurslarda öğretmenlere duyuracak. Merak ettiğimiz MEB bu kararını hangi gerekçeye dayandıracak; 60 aylık bir çocuğun henüz kalem tutma aşamasına erişmiş olamayacağını, kargacık burgacık şekillerin her birinin ayrı bir adı, sesi olduğunu ayırt edemeyeceğini geç de olsa anladım diyebilecek mi?  Okula başlama yaşının 72 ayın altına çekilmesine karşı çıkanlar, beş yaşındaki çocuğa akademik eğitim verilemeyeceğini, verilse bile başarılı olamayacağını bilimsel bir dille anlattı. Fakat AKP, bilim insanlarının önerisi yerine siyasi unvanları olan din adamlarının istemleri doğrultusunda hareket ederek okulöncesi eğitimini genel eğitimin içine aldı. Böylece din eğitiminin, dinin pedagojisine uygun gördüğü yaşta başlamasının yolunu açtı.     

Fakat gelin görün ki çocukları dokuz yaşında namaza başlatacağım diye, doğal afetlerden korunma yollarını öğretmeyi beş yaşına çekmek gibi aptalca bir yola sapıldı. Tabi çocuk bu, öğren deyince öğrenemiyor; yaşıyla gelişen bedenine, psikolojisine denk olmayan öğrenmeler-eğitmeler zorla verilemiyor; beklemek gerek! Fakat din zaten zorlama demek olduğu için AKP açısından problemli bir durum yok. Neden okul öncesi eğitimi akademik eğitimin içine alıyorsunuz diye soranlara bilimsel bir açıklamayla yanıt vereceklerinden korkuyorum! Okulöncesi eğitimi istediğiniz gibi zorunlu yaptık, tasarruflu davranarak iki farklı eğitim kurumunu bir hamlede tamamlamanın yolunu bulduk gibi …       

 

İmam hatip ortaokulları ve diğerleri 

 

İl milli eğitim müdürlükleri hangi okulun imam hatip ortaokulu olacağını belirledi. İlkokuldan sonra iki okul türü olacak; ortaokul ve imam hatip ortaokulu. İkinci dört yılın meslek ortaokulları olacağı yalan çıktı. Milli Eğitim Bakanının 9 Mayıs 2012 tarihli 12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar konulu genelgesine göre ülkede tek meslek var, o da imamlık. Yasayı, meslek ortaokullarıyla mesleki eğitimi geliştirme gerekçesiyle getirip, meslek eğitimi yapmayacağını bildiğimiz bir okul türünü meslek okulu olarak dayatmak gizlenemez bir hilebazlıktır. MEB genelgesinde öğretmen ortaokullarından; ticaret, turizm, teknoloji ortaokullarından söz edilmiyor. Dolayısıyla okullar imam hatipler ve diğerleri olarak ayrıştırıldı: Kentlerin en merkezi ve gözde okulları imam hatiplere ayrıldı. Mecburdular böyle yapmaya. Aksi halde hedefledikleri öğrenci kitlesini bulamayacaklarından çekiniyorlardı. Her iki eve bir cami yapıp zahmetsiz bir ibadet ortamına alıştırılmış Müslüman çocuklarına konforu fazla görmemek gerek.

Hangi okulun ilkokul, hangisinin imam hatip ortaokulu olacağı karara bağlanırken ölçütünüz neydi diye sordum komisyonlarda görev almış bir yetkiliye. Önce anlamadı ne demek istediğimi; din eğitimi yapılacak bir okulla, bilim eğitimi yapılacak bir okulun aynı donanıma sahip olamayacağını, çevre düzeni, olanakları, ihtiyaçları bakımından farklılıklar göstereceğini anlatmaya çalıştım. Mesela imam hatip okullarının spor salonlarına daha az gereksinim duyabileceğini söyledim. Bilgisayar donanımı, fen laboratuarı bulunan okulların bilim dersleri veren okullara ayrılması gerektiğini dile getirdim. Tabi düz ortaokullarda da bilimsel değil din eğitimi verileceğini bilmeme rağmen teorik olarak yanıtlanması, gözetilmesi gereken bir soruydu benimki.