eleştirel pedagoji

Journal of Critical Pedagogy
ISSN: 2822-4698
                                                                       

  • https://www.facebook.com/elestirelpedagojidergisi
  • https://www.twitter.com/elestirelpedagoji

65 Peter Mc Laren (Çeviri)

HRİSTO-FAŞİST REJİMDE KRİZ

Peter MC Laren

Çeviri: Alper Hacıoğlu&Nurcan Konkmaz

(English)

"Büyük ve görkemli bir günde toprağın sade halkları sonunda kalplerinin arzusuna ulaşacak ve Beyaz Saray düpedüz bir salak tarafından süslenecek."

--H.L. Mencken, 26 Temmuz 1920, the Baltimore Evening Sun


Hristo-Faşist Rejimde Kriz

Peter MC Laren

"Büyük ve görkemli bir günde toprağın sade halkları sonunda kalplerinin arzusuna ulaşacak ve Beyaz Saray düpedüz bir salak tarafından süslenecek."

--H.L. Mencken, 26 Temmuz 1920, the Baltimore Evening Sun

 

Covid-19 salgını, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Hristo-faşist rejimde ve dünya üzerindeki pek çok ülkede var olan geniş eşitsizlik yığınlarına ışık tutmuştur. Bunlar, çeşitli ülkelerin, nüfusları içindeki en savunmasız kişileri koruma zorluğuyla ne kadar başa çıkıp çıkamadıklarının bir sonucu olarak, yeni yollarla ortaya dökülmüştür. Salgın ABD'de doğuştan paranoyak ve komploya eğilimli nüfusakendilerini daha da savunmasız hissettirdi. Sonuç olarak, Trump taraftarları, İslamofobik bir tarikata dönüşerek büyük liderlerinin,  yani Tanrı tarafından “seçilmiş kişinin” doğaüstü arzusunu, daha fazla duvar inşa etme, göçü durdurma ve göçmen çocuklarını sınırlardaki pis kafeslerde depolarkensiyasi mültecilerikilitli tutma isteğini güçlendirdi.

Trump, habis narsisizmi ve halka yalan söyleme ve gaz verme tutkusu dünya çapında  kınananneo-faşist bir Başkan olsa da Amerika Birleşik Devletleri'nde beyaz etno-milliyetçiler, neo-Naziler, küreselleşme karşıtları, ekonomik olarak haklarından mahrum edilmiş beyaz işçi sınıfının yanı sıra,  “refah müjdesini” (Tanrı sizi zengin edecek) takip eden ve Amerika’ya teokrasi getirmek isteyen Evanjelik Hıristiyanlardan oluşantabanı arasında popülaritesi sabit kalmaktadır. Covid-19 salgını, sağlık sisteminin hasarlı durumunu ve hükümetin büyük bir toplumsal kriz sırasında vatandaşlarını koruyamadığını ortaya koydu. Bu başarısızlık ülkenin sosyal dokusunda kalıcı bir iz bırakacaktır. Bunun Amerikan imparatorluğunun gerilemesinde önemli bir adım olup olmayacağı tartışmaya açık. Trump'ın salgın kontrol altına alınmadan önce işletmeleri yeniden açma girişimleri, Covid-19'dan ölümlerin sayısında daha büyük bir artışa neden olacaktır.

Soluduğumuz havayı başkalarıyla paylaşıyoruz, ancak bazı ülkeler kemer sıkma kapitalizminin jeopolitiği nedeniyle önemli ölçüde daha iyi bir hava kalitesine sahipler. Yeryüzünü ve denizleri başkalarıyla paylaşıyoruz ve yine de bazıları Akdeniz'de lüks bir yatta kendilerini karantinaya alabiliyorken, diğerleri elektrik veya su olmadan tek bir dairede kalabalık birkaç aileyle birlikte enfeksiyonla savaşmak zorunda bırakılıyor. Yine de yeni korona virüs hem temiz havada hem de kirli havada hayatta kalabilir. Bu yazı yazılırken, virüs çoğu cemaat içinde yaşayan yaşlı Amerikalılar olmak üzere, yüz binden fazla Amerikalıyı öldürmüştü. Ayrıca, yoksulluk ve temel sağlık tesislerinin eksikliği nedeniyle temel sağlık koşulları göz önüne alındığında virüsten orantısız olarak daha çok etkilenmiş olan renkli insanlara karşı (özellikle de Asyalılara karşı)ırkçılığı daha da kötüleştirdi.

Başkan Donald Trump ve twitter dizeleriyle yürüttüğü kırbaç etkisi yaratan başkanlık görevinin, korona virüsü ilk aşamalarda görmezden gelerek veya başkanlığını yok etmek için tasarlanmış bir “aldatmaca” olarak adlandırarakvirüsünölümcül bir biçimde hızlanmasından sorumlu olduğu inkar edilemez. Kendisinin ve yönetiminin büyük beceriksizliği kesinlikleABD'deki binlerce ölümden sorumludur. Ayrıca bu salgın trajedisi dikkatimiziTrump yönetimi tarafından alınanbenzer biçimde tehlikeli olan diğer kararlardan uzaklaştırmamalı. Ünlü dilbilimci ve ABD dış politikasının son yarım yüzyıldaki tartışmasız en önemli eleştirmeni Noam Chomsky, ABD’deki modern Cumhuriyetçi Partinin insanlık tarihinin "en tehlikeli örgütü" olduğunu ilan etti. Chomsky, Trump'ın Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresinin, yakın tarihli bir hükümet raporunda, gezegenin yüzyılın sonunda 7 Fahrenhayt derece kadar ısınacağını tahmin ettiğini ve yine de şok edici bir şekilde bu konuda hiçbir şey yapmamaya karar verdiğini belirtti. Bu insanlar, otomotiv emisyonlarının iklim değişikliğine kıyasla soluk kalacağını, bu yüzden insan sağlığı ve refahı üzerindeki ölümcül sonuçlarına bakılmaksızın engelsiz bir biçimde genişlemelerine izin verebileceğini varsaymaktadır.Aptallık,empati yoksunluğu ve ahlaksızlık  kudurmuş bir köpeğin insanlara yönelik nefreti ile birleştiğinde , sonuçlar yakıcıdır.

Trump, siyah erkeklere yönelik polis cinayetleri hakkında sessiz kaldı. Başkanlığı sırasında, beyaz üstünlüğünü savunan etno-milliyetçi gruplarda, neo-Nazilerde ve ağır silahlı milis hareketlerinde;bir ırk savaşı başlatma ve renkli insanları yok etme umuduyla,“hızlandırmacılığın” (“siyasi olarak aşırı doğru” olduğunu düşündükleri liberal demokrasinin çöküşünü hızlandırmanın bir yolu olarak sosyal anlaşmazlığı yoğunlaştırma)beyaz üstünlükçü versiyonunu  destekleyen alternatif-sağ “elektrikli-Boogaloo hareketi” üyelerinde çarpıcı bir artış gördük. Başka bir deyişle, bu gruplar, beyazları daha aşırı şiddet biçimlerine yönelmeye tahrik edecek politikaları destekleyerek beyazları yabancılaştırıyor ve böylece sosyal gerginlik ve kaos getiren eylemleri güçlendirerek sistemi çökertmeyi hedefliyorlar.

George Floyd'un Minnesota polisi tarafından öldürülmesine yönelik (aslında bu apaçık bir linç girişimiydi), şiddetli protestolara yanıt olarak Trump protestocuları “haydutlar” olarak nitelendirerek onları isyanları bastırmak için orduyu göndereceğine dair “yağma başladığında, ateş başlar” ifadesini kullanarak bir tweetle uyardı.  Bu ifade, Miami-Dade Bölgesi’nin o zamanki Şerifi Walter Headley'in siyah gençlere yönelik 1967’deki yüz kızartıcı tehdidinden ödünç alınmıştır. Bir ırk savaşı başlatmak isteyen beyaz milliyetçiler ve neo-Naziler için, Trump daha çekici bir tweet atamazdı. Son ayaklanma, ülke çapında adalet sistemindeki büyük kusurları daha da ortaya çıkardı. Trump'ın yorumları sadece sorunu daha da kötüleştirecek, ayaklanmayı uzatacak ve koronavirüsün daha da yayılmasına uygun koşulları yaratacaktır.

Trump’ın medeniyete saldırısına işaret eden çelişkiler, herhangi bir diyalektik Aufhebung'dan yoksundur, asla çözüme ulaşmazlar, herhangi bir tarihsel hareketiinkar edereksadece bir olumsuzluklar çemberi yankısı içinde sekerler, sadece tarihsel bir felç durumunu, tarih-karşıtlığını ifade ederler. Twitter dizelerini takip eden bir canavar yaratmış olan Trump’ın narsisizmi bile kendi kendini temizliyor(Sanki Trump, Yasak Gezegen filminden bir Krell “plastik eğitimcisine” erişmiş gibi).

Trump yönetiminde koronavirüsün neden olduğu bütçe açıkları ülke çapında kamusal eğitime yapılan büyük kesintileri haklı çıkarmak için kullanıldığından kamusal eğitim, saldırı altında olmaya devam ediyor. Eğitim Bakanı Betsy de Vos, dini (yani “Hristiyan”) okullara kamu doları sağlamaya ve kâr amacı güden şirketler tarafından yönetilen ve sendika karşıtı özelleştirme önlemleriyle desteklenen charter okullarını ısrarla istemeye devam ediyor. Betsy de Vos’un uzun vadeli hedefi, kamusal eğitimi tamamen ortadan kaldırmaktır. “Amerika'da şu anda eğitimde ihtiyaç duyulan şeyi finanse etmek için yeterli hayırsever yok. Arzumuz, kültürü Tanrı'nın krallığını ilerletmeye devam edecek yollara başvurarak geliştirmektir.” (Vos’un kardeşi, kötü şöhretli özel paralı asker ordusu, Black water USA’nın” kurucusu, güvenlik taşeronu Eric Prince, şimdi liberal gruplara sızmak için eski casusları işe alan ve onay verilen Rus paralı asker gruplarına “ölümcül” hizmetler sunan bir işletme işletiyor.)De Vos'un eğitim politikası Afro-Amerikalı ve Latin öğrenci popülâsyonlarının erken yaşta suça itilmesine neden olan "okuldan hapishaneye boru hattını" daha yoğun hale getirmiştir. Bu çocuklar, okullarda orantısız bir şekilde cezalandırılmakta, böylece bu çocukların gözaltı merkezine gönderilmesi için zemin hazırlanmaktadır.

Trump’ın zehirli muhakemesi bizi varoluşsal çılgınlıkla bir çarpışma rotasına soktu. Eleştirel eğitimciler, politik veya doğrudan demokrasinin yaratılması için, siyasal sürecin vatandaşlar tarafından doğrudan kontrolü için, ekonomik demokrasi için, ekonomik kaynakların vatandaşlar tarafından sahiplenilmesi ve doğrudan kontrolü için, eğitim kurumlarının ve işyerlerinin özyönetimi aracılığıyla sosyal alanda demokrasi için ve toplumu doğaya yeniden entegre etmemizi sağlayacak ekolojik adalet için çalışıp yeni bir tarihi blok oluşturarak ve sokaklardaki isyanı bir devrime dönüştürerekbu deliliğe karşı koymak zorundadır.

Bu tarihsel anda, alternatif-sağ, liberalizmin tutucu kuyruğu haline geldi, bir kıyamet vahiyleri zeitgeistı yarattı, Trump tabandaki destekçilerini Hıristiyan kıyametinin son zamanlarına yaklaştırıyor, şükür! Nefret ve bağnazlık, Amerikan Armaged donpsişesinin bağırsaklarına inerek Hıristiyan egemenliği olarak bilinen devlet destekli sınır teolojisinin yeniden yapılandırılmış biçimi olarak ortaya çıktı. Tüm bunlar Trump’ı iktidarda tutmak ve O’nun Tanrı tarafından “seçilmiş kişi” olma amaçlı nimetik narsisizmini ve teokratik özlemlerini meşrulaştırmak içinyapıldı Alternatif-sağ (yani beyaz etno-milliyetçiler ve küreselleşme-karşıtları)federal hükümetin dağılmasına yönelik savaş çığlıkları atmakta, yüz maskelerine ve koronavirüs karantinalarına karşı savaş ilan etmekte, sosyal mesafe yönergelerine uymayı reddetmekte ve silahlı protestocuların hükümet binalarını işgal etmesine yol açan koronavirüsün kökenleri hakkında en tuhaf komplo teorilerini yaymaktadırlarve bu durum beyazları görkemli bir zafere götürecek bir ırk savaşına sürüklemektedir. Kısacası bu salgının ortasında yeni bir Amerikan Faşizmi'ne doğru yol alınırken, bupost-truth (hakikat-sonrası) mantığını Amerikan ruhundan temizlemenin hızlı bir yolu yoktur.

Eğitimciler, neo-faşist Baş-Suçlu Donald Trump'ın boğazından saçılan zehirli retorik aracılığıyla daha da silahlandırılmış ırksal faşizmin bu tür biçimlerine meydan okumalı. Eleştirel pedagoji bize, sosyalizmin devrimci gücü aracılığıyla sermaye dünyasını,zorunluluğun olmadığı bir dünyaya dönüştürmek için kolektif güce sahip olduğumuzu hatırlatır. Dolayısıyla vaat edilen toprakların bir süt ve bal ülkesi değil, yalnızca bir mücadele yeri olacağına söz verebilir. Yeni bir karşı-dünyanın toprağındaki tohumlar biziz. O dünyanın nasıl görüneceğine ve oraya nasıl gidileceğine karar verme zamanıdır. Devrimci eleştirel pedagojimizin dayandığı tarihsel koşullara bağlı Marksizm, tarihi, belirlenmiş veya teleolojik (bir son noktaya doğru hareket eden) olarak değil,  diyalektik olarak inceler ve tarih, insan emeğiyle ilerlediğinden, Marksist eğitimcilerırk, sınıf ve cinsiyet mücadelesi tarihine dayanan ve kendileri de tarihsel olan stratejiler ve taktikler geliştirebilirler. Tarih öz-bilinç içinde kararlaştırılmaz, ancak sonuçları aşırı-belirleyici olmaksızın üretken olarak, insanlar arasında karşılıklı adil ve onurlu ilişkiler ile başkaları ve doğa arasındaki ilişkileri onurlandırarak praksis biçimini alır.

Artımlı reformlar yetersizdir. Gerekli değişiklik mevcut sistemde uygulanamaz. Mevcut varoluş kriziyle başa çıkmak için büyük yapısal değişiklikler gerekmektedir. Toplumsal ve ekonomik eşitliksavaşı ilan eden devrimci bir modelle,  zulüm ve açgözlülüğü yumuşatması için şirketlere yalvaran liberal bir model arasında bir seçim yaparak insanlığımızı geri alabiliriz. Bu modellerin her biri birbirlerinin ihtilaflı kucaklamalarına şiddetle ve umutsuzca yakalanmış durumdadır ve bu noktada ya / ya da yaklaşımından ziyade diyalektik (hem / hem de) yaklaşımının benimsenmesi taktiksel olarak daha mantıklıdır. Mücadelemiz reform ve devrim ile ilgilidir - “ya” reform ya da devrim değil, sadece iktidar politikalarına küfür etmekle kalmayıp, aynı zamanda devrimci bir bilinç ve praksis için sürekli bir yürüyüşle ilgilidir. Bu nedenle öğrencilere kapitalist sistemin dinamiklerini–onun küresel kapitalizmden ulus ötesi sermayeye geçişini ve Che Guevara’nın bireylerin yaşamı üzerindeki dış etkilerin sürekli kasılmalarını analiz etme yoluyla içerden oluşturulan diyalektik eğitim anlayışını öğretmek çok önemlidir.Paulo Freire bize diyalojik pedagojinin güçlü bir toplumsal dönüşüm için gerekli olan sınıf bilincine ulaşabileceğini öğretti. Nesnel toplumsal bütünlüğün bir analizine katılarak, emeğin değer biçiminin dışındaki bir toplumsal evren için aynı anda mücadele etmemiz mümkün olur.

Salgın ölüme yakalanmayı kolaylaştırdıktan sonra öğrencilerin bozuk bir sisteme uyum sağlamasını istemiyorum. Bozuk bir sistemi düzeltmelerini deistemiyorum çünkü eğer bozuksa, başlamak için doğru yol olmayabilir. Öğrencilerin hangi sistemik değişikliklerin yapılması gerektiğini anlamalarını ve bu değişiklikler için mücadele etmelerini istiyorum - kısacası, kendilerinin ve diğerlerinin sistemi kapitalist aşırı birikimden sosyalizme dönüştürmelerine yardımcı olabilecek bir öğrenme sürecine girmelerini istiyorum. İhtiyacımız olan şey, Che Guevara'nın bize sık sık hatırlattığı gibi, sosyalist vatandaşlar inşa etmektir. Sadece üretimin toplumsal ilişkilerinde gerekli değişiklikleri yaparak aniden sosyalist olamayız. Buna sosyalist bir eğitim eşlik etmelidir. Bu da sosyalist bir gelecek için öğretmen eğitimine ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Bunu başarmanın önemli bir yolu devrimci eleştirel pedagojidir.

Birçokkişi, çoğu eleştirel eğitimci değilsebile, muhtemelen liberal demokrasiyle ilişkili aşağıdaki ilerici temaları destekleyecektir: eğitim, eşitlikçi ve çeşitli bir toplum yaratmak için eleştirel becerilerini kullanmaya motive edilecek eleştirel düşünürler yaratmak için tasarlanmış sosyo-politik bir süreçtir; eğitim öğrenci merkezli olmalı ve en önemli öğrenme kuramlarından bazıları sosyal etkileşim ve biliş, diyalog, diyalektik akıl yürütme, öğrenci deneyimi, iletişim, işbirliği ve toplum inşasını vurgulayan Deweyean, Freirean ve Vygotskyian yaklaşımları içerir; eğitim politik olarak tarafsız olamaz ve insani ve ekonomik hakları vurgulayan sosyal olarak adil bir toplum inşa etmek için ezilenlerle birlikte olmalıdır. Bu pedagojik zorunluluklar önemli olmakla birlikte, kendi başlarına yetersizdirler, çünkü bir dereceye kadar kapitalist toplumlar alanında, yani sistemi değiştirmeden uygulanabilirler. Öğretmen eğitimi, kapitalist çıkarların zorunlulukları ve beyaz üstünlükçü kapitalist ataerkilliğin statükosu dışında bir toplumsal evren yaratmaya odaklanmalıdır. Bu da, bu amaca yönelik olarak çalışabilecek bir eğitim sistemi oluşturmak anlamına gelir. Bunu başarmaktan çok uzaktayız. İhtiyacımız olan şey sistemik değişimdir. Ve bu sosyalist hedefe nasıl ulaşabileceğimiz hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmemiz gerekiyor.

 

Yorumlar - Yorum Yaz